AYDIN
Aydin, Bati Anadolu Bölgemizde tarih ve uygarligin izlerini tasiyan, dünyanin ender yerlerinden biridir. Tarihin çesitli evrelerindeki degisik kültür birikimlerinin açik bir müzesidir.
Tarihi M.O. 7000 yilina dayanan bu topraklarda yerlesen ilk insanlar kimlerdir? Nerelere nasil yerlesmislerdir? Bu sorulara açiklik getirecek el yapimi kayitlar elimizde mevcuttur. Bu eserlerde M.O. 5000 yilindaki koy kültürü, M.O. 3000 yilinda sehir devletleri kültürüne dönüsmektedir. Yeni gelenlerin M.O. 2000 yilindan itibaren devlet kurarak Anadolu kültürüne katkida bulunduklarini görüyoruz.
M.Ö. 14. VE 12. yy da Ege ve Dogu Akdenizin her yanina dagilan halk topluluklari kavimler halinde Ege kiyilarina kadar geldiler. Bu göç sonucunda Hitit devleti, Troia Kralligi, Miken kolonileri yikilmistir. Bu kavimlerden Aioller ve Ionlar Bati Anadolu' da, Büyük ve Küçük Menderes ovalarina yerlestiler ve Lidya Kralligi bünyesinde 12 kiyi kenti kurdular, site denilen bu kentlerde deniz ticareti gelistirildi. Siyaset, sanat, bilim, felsefe, mimarlik, alaninda da sosyo-kültürel etkinlikler yarattilar.
Lidya döneminde, Tralles kenti, Karya, Kilikya, Iran ve Suriye ve Uzak Dogudan gelen ticaret mallarinin toplandigi ve Ege limanina gönderildigi dagitim merkezi durumundaydi. Ayrica Büyük Menderes vadisinde yetistirilen ürünler Milet limanindan Yunanistan, Roma, Misir ve Fenike'ye ihraç edilmekteydi. Nitekim Lidya gerek kendi kaynaklari gerekse topladigi vergilerle olaganüstü gelisti, bölge ekonomisinde önderlik etti. Dünyanin ilk parasini darp eden ülke oldu.
Frigler, Anadolu'da ilk büyük devleti kurdular. M.O. 1200 yilinda Büyükmenderes'in yukari platosuna yerlestiler. Frigler'in Trak Kavimlerinden oldugu Iiliryalilar'in saldirisi üzerine Bogazlar'dan geçerek Geldiklerini, Hitit kiralligini yiktiklarini biliniyor.
lonlar'in M.O. 1200 yilinda Gediz ve Büyükmenderes ovalarinda kurmus olduklari sehirlerin en Önemlisi Milet sehri idi. lonlar felsefede önemli asamalar yaptilar. Matematik ve Astroiiomi bilgini Thales (Tales) herseyin ana elemtinin su oldugunu ileri sürdü; Lidylilar'la Modyalilar arasinda yapilan savastaki günes tutulmasi olayini önceden hesapladi. Miletli diger bir bilgin Anoksimandros, herseyin baslangicinin "sinirsizlik-sonsuzluk" oldugunu ileri sürdü.
M.Ö. 5.YY da Irandan gelen Perslerin istilasi sonucunda dogu kültürü ile tanisan Bati Anadolu kentlerinde Greko-Pers denilen yeni ve özgün bir kültür sentezi olustu. M.O. 546 yilinda Lidya krali Krezüs, Pers krali Kyros (Kurus) ile yaptigi savasi kaybedince, Ion sehirleri Pers Kraligi'na baglandilar. Persler'in hosgörüsüz davranislari kolonileri ile Sehirlerin baglarini kopardi. M.O. 500 yilinda karisikliklar basladi. Perslerin bölgedeki egemenligi Mekadonya' nin basina Aleksandr gelene dek devam etti ve Hellenistik dönem basladi. Tüm bu istilalar sirasinda Tralles odaksal konumu nedeniyle askeri üs olarak kullanilmistir.
M.Ö. 1.ve 2. YY.da Roma yönetimi altinda kalan bölge, ekonomik, ticari ve kültürel alanda önemli gelismeler gösterdi. Romalilarin yerel kültürü benimsemeleri, kaynaklari, yollari ve ticareti gelistirmesiyle yöredeki antik kentler, özellikle Efes, Milet, Tralles, Aphrodisias kalkindi, büyük boyutlu anitsal yapilarla donatildi.
M.S. 4. Y.Y. sonlarinda Roma imparatorlugunun ikiye ayrilmasi sonucunda Anadolu tümüyle dogu Roma diger bir deyisle Bizans egemenliginde kaldi. Antik tapinaklar kiliseye, tiyatrolar savunma kulelerine dönüstürüldü. Düz alanlarda bulunan kentlerin çevreleri yüksek surlarla koruma altina alindi. Ramsey' e göre Tralles açik alanlardan, bir çayin sürükleyip getirdigi tas yiginlarinda olusmus bir tepe üzerine alindi. Böyle bir ortamda, 10.YY. dan itibaren devam eden Türk göçleriyle gelen Türkmenler kirsal alanlari hemen hemen bosalmis olarak buldular.
Anadoludaki erken dönem Türk kolonizasyonu sistematik bir fetih olmaktan öte küçüklü büyüklü göç gruplarinin Anadolu'ya gelerek kirsal yöre halklariyla uzlasmasi ve ekonomik kaynaklari paylasmasidir. Türkler denizlere ulasmadikça uluslararasi ticaretin disinda kalacaklarini gördüklerinden Anadolu yarimadasini çevreleyen yabanci kusatmasini kirarak denizlere ulastilar. Önceleri merkezi otoritenin ortadan kalkmis olduguna sevinen Latinler, bölgeye daha önceleri göçle gelmis olan Türkmen topluluklari ile yeni gelenler arasindaki yakinlasma ile yüzyüze geldiler. Böylece belli bir isim (Aydin Beyligi) ve bayrak altinda Ege denizinin Anadolu kiyilarinda siyasi ve ekonomik gücü elde eden Türkmenler denizcilikle tanismislardir.
Aydin beyliginin hükümdarlari kültür, sanat ve bilim hayatina önem vermislerdir. Yörede günümüze ulasan cami, medrese, türbe gibi mimari eserlerin yanisira günümüze ulasan ve çesitli kütüphanelerde bulunan degerli el yazma eserler bulunmaktadir. Aydinogullari Beyligi, 14. YY.'in sonlarinda Osmanli Devletine katilmistir.
Osmanli Imparatorlugunu son döneminde bati Anadolu'da yayginlasan çetecilere "EFE" denilmistir. Genelde Ege kirsal alaninda tek tek ya da gruplar halinde yasayan gözüpek dürüst, mert kisilerdir. Baskanlari "Efe", yardimcilari "Zeybek" ve "Kizan" adiyla anilir. Efelik 10.y.y.' in sonunda Yusuf Pasa ile baslamis olup, en bilinenleri, 17.y.y. da Sivri Bölükbasi, 19.y.y. da Atcali Kel Memet ve nihayet 20.y.y. da Yörük Ali' dir. Bu efeler adaletsizlige ve haksizliga ugradiklari gerekçesiyle hükümete baskaldiran silahli eylemcilerdir. Zenginden alip fakire vermisler, milli mücadele yillarinda kurtulus yanlisi savasçilar olmuslardir. Milli mücadele yillarinda bölgenin Yunanlilarca isgali karsisinda yörenin yurtsever asker, aydin ve din adamlari efeleri yurt savunmasina davet etmisler ve Yörük Ali Efe grubu olusturulmustur. Az sayida maiyetiyle daginik halde Yunan askerleriyle mücadeleye giren Yörük Ali Efe ile birlikte Demirci Mehmet Efe ve maiyetindekiler giderek artan direnis göstermis ve Yunan askerlerinin geri çekilmelerini saglayarak çok etkili olmuslardir. Düsman isgalinden kurtulus günü olan 5 Eylül Kuyucak, Nazilli, 6 Eylül Söke, 7 Eylül Aydin'da her yil törenlerle kutlanmaktadir.
Cografi Konum : Aydin; Dogu Avrupa, Orta Asya ve Orta Dogu üçgeninin tam ortasinda yer alan, Türkiye'nin tarim, sanayi ve dis ticaret ile turizm faaliyetlerinin birarada bulundugu, ekonomisi en gelismis bölgelerden olan Ege Bölgesi içindedir.
Aydin ili ilk çaglardan beri verimli topraklari, elverisli, iklimi, ticaret yollari üzerinde bulunmasi nedeniyle önemli bir yerlesim merkezi olmustur. Tarihi süreç içerisinde çesitli uygarliklara besiklik etmis, bugün hala geçmisin derin izlerini tasiyan güzel yurt köselerimizden biridir. Günümüzde de tarimsal faaliyetlerin yogunlugu ve çesitliligi, turizm olanaklarina sahip bulunmasi il'in önemini giderek artirmaktadir.
Aydin, Anadolunun batisinda, Ege Bölgesi'nin güneybati kesiminde kiyi Ege bölümündedir.Kuzeyinde Izmir, Manisa, dogusunda Denizli, güneyinde Mugla ve batisindan Ege Denizine açilir.Kuzey ve güneyi daglik, engebelidir, iki bölüm arasinda iki yandan faylarla sinirlanmis ve sonradan alüvyonlarla örtülmüs genç bir çöküntü alani olan Büyük Menderes ovasi yeralir. 1. derece deprem alani olan bölge bir çok kez yikici depremlere maruz kalmistir.Yüzölçümü 8.007 km² dir. 37-38 kuzey enlemleri ile 27-29 dogu boylamlari arasindadir. Nüfusu, 1997 nüfus sayimina göre 897.821'dir.
elinize sağlık hüseyin bey tam da istediğim şekilde özetlemişsiniz.
YanıtlaSil